“Bir el fenerinin ışığı küçük, altından bir kuş gibi adamın ayaklarını sıyırarak uçtu. Bu bir işaretmişçesine arkasından yedi sekiz fener daha ışıktan bir kase meydana getirip çukurun dibinde dolaşmaya başladı. Adam çukurun tepesindekilerden çıkan, yanan plastiğininkine benzer bir sıcaklığın altında eziliyordu. Karşı çıkmasına fırsat bırakmadan, bu çılgınlık ona da bulaşacak gibiydi.” Kumlarda böcek arayan adam, bir gece kalmak üzere girdiği evde, ev sahibinin sunduğu yemeği
"Kendimle nesneler arasına sözcükler koymaya ne kadar çalışsam da uygun olanları bulamadım; çünkü bulduğum sözcükler sert ve çatlaktı: Onları dile getirmek sayısız taşı dizmek gibi bir şeydi."