Kendinden öncekileri yok etmek üzere olan o son anın -zamanın tesadüfi/herhangi bir parçasının değil yani, bir yaşamı oluşturan “bütün...
"Kendimle nesneler arasına sözcükler koymaya ne kadar çalışsam da uygun olanları bulamadım; çünkü bulduğum sözcükler sert ve çatlaktı: Onları dile getirmek sayısız taşı dizmek gibi bir şeydi."