Camın önünde bağdaş kurup oturdu. “Yuvaya gitmekten korkuyorum, çünkü seni kaybediyorum,” dedi. Birkaç karga ve çam ağacı. “Ama,” dedim...
"Kendimle nesneler arasına sözcükler koymaya ne kadar çalışsam da uygun olanları bulamadım; çünkü bulduğum sözcükler sert ve çatlaktı: Onları dile getirmek sayısız taşı dizmek gibi bir şeydi."