top of page

Doğal doğal en doğal

En doğal ortamlarda en doğal doğumları en doğal yağlarla ve en doğal pilates toplarıyla yapmalıyız.

Doğumdan önce doğum planımı bir manifesto gibi hastanenin duvarlarına asmadığım kalmıştı. Dava dilekçesi gibi doğum planları ve aksi hallerde yasal yollara başvurmak benim işimdi ne de olsa. Daha ne isterdim.

Daha ne isterdim ve esas, neleri hiç istemezdim çok sonra anlayacaktım.

Doktorum, -ki kendisi beni tongaya getirip sezaryen masasına yatırmak isteyen bir dış mihrak olabilirdi pekala- gelip yanıma sessizce “epidural istemediğini bildiğim için sormuyorum ama her zaman fikrini değiştirebilirsin” demişti. Bu cümle, kaç yüz bin saat süren doğumda bana en güven veren şeylerden biriydi belki. Bunu da sonra anlayacaktım.


Ama o epidurali almadım çünkü bu, haklı davamızda yenilgi bayrağını çekmek demekti. Ne yani, hastane koridorunda yürüyen bir boruyla volta mı atacaktım? O epidural henüz başlamakta olan doğal ebeveynlik yolculuğumu bir çırpıda zehirlese miydi yani.


Hem o planda ne yazıyordu? Epidural verilemez, verilmesi teklif dahi edilemez. Yazmış mıydım sahi bunu?


Ebeveynlik “paketi” doğumdan çok daha önce geliyor. Doğum planları, doğuma hazırlık kursları, masajlar, telkinler, meditasyonlar. Sonra bir doğum ekibiniz olması gerekiyor. Ekip o kadar kalabalık ki, siz fotoğrafta çıkmıyorsunuz. Doktorunuz zafer işareti yapacak daha, oralarda bir yerde bir bebek olacak, buruşuk, kırmızı. Yıllar önce Gizem Onay, doğum kadının işi, bu her şeyi bir ekibe atfetme olayı nedir yahu gibi bir şey yazmıştı. Seni şu an anlıyorum Gizem. Diğer güçler gibi, doğumun gücü de kadınların elinden alınmış. Üstelik o gücü kadınlara "verme" kisvesi altında, bir kez daha alınmış.


Düşün ki mesela pilates topunun üzerinde zıplıyorsun, doğum yakın biliyorsun, sancılar -yoksa dalgalar mıydı- seni senden almış. Ama kafanda bir huşu hali de var. Sorun yok yani. "Hakuna matata." Düşün ki, misal, o sırada "Doğal doğur ulan" diye bağırıyorlar. "Doğal doğal en doğal" mantrası çalıyor arkada. Onlardan sonra tekrar etmen lazım "doğal doğal en doğal." Adapte olmaya çalışıyorsun. Hakuna matata diyorsun içinden. Dışından tekrar ediyorsun: doğal doğal en doğal. doğal doğal en doğal.


hakuna matata

ne güzel bir söz bu

hakuna matata

geçmez bu moda


üzülme sakın

her şeye hayatta.

dertsizlik demek

bu felsefe


hakuna matata.




bottom of page