top of page

Hocalar, kürsüler ve benzeri

“İyi bir öğretmen öğrencilerini kendi etkisinden korur.”

Bruce Lee söylemiş.

Hep birilerinin üzerinde bir etki bırakmaya yönelik yaşamlarımızda düşünmeye değer.

Bir yoga dersi de - ne kadar zararsız görünürse görünsün- tüm dersler ve tüm ilişkiler gibi, halihazırda bir iktidar meselesiyle (bazen de birtakım formalar ve kürsülerle) geliyor. Bilinçdışı ya da üstü kapalı bir şekilde, öğretmenin öğrenciden üstün olduğu, hatta bazen bazı ülkülerin herkesten üstün olduğu bir anlayışla. Bedenimizi kendimizden daha iyi bilen biri oluyor hoca. Tüm edilesi tercihler de verilesi cevaplar da onda.

Travma ve İyileşme kitabında, “Ne kadar doğrudan onun çıkarınaymış gibi görünürse görünsün, gücünü mağdurun elinden alan hiçbir müdahalenin onun iyileşmesini sağlaması mümkün olamaz.” diyor Judith Herman. Bu anlayış, Travmaya Duyarlı Yoga’nın da çıkış noktası.

Kafadan bir güç dengesizliği ile başlayan her ilişkide gücü elinde bulunduranın o iktidarı dağıtmaya, gücü paylaşmaya gönüllü olması ve bununla ilgili eyleme geçmesi elzem.

Yoga hocaları olarak şunu bir hokus pokus soru olarak kullanabiliriz:

Bu soruya cevap verme/bir yorumu yapma/şu bu yönlendirmede motivasyonum ne? Şu an bulunduğum konumun bana kendiliğinden verdiği güce yaslanarak mı hareket ediyorum?

Burada gücün, pek çok sefer büyük ve cömert, babacan ve anaç, yardımsever ve hayırsever bir "üst" kılığına girdiğini de unutmamak gerek.

Photo: Carli Jeen

Comentários


bottom of page